13 Eylül 2009 Pazar

Bir Günümün Devamı.......


Okulda ne mi? yapıyorum.

Boyama yapıyorum,El işi dersi yapıyorum(makasla kesme),Şarkı söylüyorum,oyun oynuyorum,arkadaşlarımla eğleniyorum,tekerlemeler söylüyorum...

Asıl bu pazartesi normal ders programına geçecekmişiz okulların açılmasıyla beraber ama yinede eğlenerek,oyun oynayarak öğreneceğiz...

Sonra annem beni akşam 6'da okuldan alıyor.Her gün hiç usanmadan yolumuzun üstündeki su birikintilerine basıp annemle eğleniyoruz.Yada yine yolumuzun üstünde duran mantarlara çıkıp zıplıyorum.

Kocaaaa bir cadde geçiyoruz annemle!

Önce sola sonra sağa sonra tekar sola bakıyoruz ve geçiyoruz.aslında yol ayrılmış yol ama annem bana öğretmek adına her gün bunu tekrar ediyor.

Evimize geldiğimizde önce üstüm başım çıkartılıyor gerçi ben kendim kendim diye bağırsamda eninde sonunda annemin yardıma gerek kalmıyor değil hani.haydiii üst baş kirliye! kirli sepetime ben atıyorum ama:)

eğer annemim işi yok ise 2 saat kadar oynuyoruz.Saat 8.00'de yemek yiyip biraz daha oyun oynadıktan sonra annem bana "haydi anıl yatak vakti diyor" pijamalarımı giyiyorum,sütümü içiyorum,dişlerimi fırçalıyorum,tuvaletimi yapıyorum.

Annem bana kendi yazdığı "ayı bobi" masalını anlatıyor.veeee ben "küçük adam Anıl" uyuyorum:)))) herkese iyi geceler.............

Bir Günüm.....




Bİzim günümüz sabahın saat 9.00'da başlıyor.Önce kahvaltı ediyoruz,sonra annem beni giydiriyor,çantamı hazırlıyor ve ben okulumun yolunu tutuyorum.Annemle babam beni arabayla okuluma götürüyor.Ben gördüğünüz gibi artık çok alıştım okuluma ağlayarak değil tam tersine gülerek gidiyorum.Anneme mızmızlanarak "seni mavi koltukta bekleyeceğim" demek yerine "arkadaşlarımın bahçede mi? yoksa sınıftalar mı? sorusunu soruyorum.

Anneme öpücüklerimi yollayıp okulumun bahçesinden içeri giriyorum....

10 Eylül 2009 Perşembe

İstanbul Ağlıyor...Ben Ağlıyorum....




"SESİMİ DUYAN VARMI"!!!!!!!!

Bu cümleyi her duyduğumda tüylerim diken diken oluyor.99 depreminde sık sık duyduğumuz bir cümleydi bu hatta HAYKIRIŞTI.SESİMİ DUYAN VARMI?????????

Şimdi birilerinin ANKARA KÖŞKÜNDEN BİR ZAHMET KALKMASI VE ETRAFINA BAKMASI GEREKİYOR.ARTIK YETER AMAAAAAAAAA

İstanbulum medeniyetlerin beşiği güzel istanbulumun dün yaşadığı felaket hepimizin kanını dondurdu.

Birilerinin hırsları,rantları yüzünden kesilen ağaçların mı? yoksa zaman zaman bangır bangır bağıran ve ne yazık ki yabancı basının daha çok ağırlık verdiği KÜRESEL ISINMAMI? YOKSA hiç bir şeyi doğru dürüst yapamayan.hala daha alt yapıyı düzeltemeyen yetkililerin mi? suçu bu!!!!!!!!!!!

Bu ne rezilliktir böyle.yaşanılanlardan hiç bir ders çıkartmayan bir toplulukmuyuz biz.evet maalesef öyleyiz.99 depremlerini yaşadık biz.ve eli kulağında İSTANBUL DEPREMİ BEKLENİYOR.Biz ne yapıyoruz peki.Sevgili yetkililerimiz ne yapıyor peki.KOCA BİR HİÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇÇ

Öyle bir duam varki! içler acısı... Ülkemin sahipsiz bırakılması yüzünden yaşadığım güvensizlik hat safhada.dolayısıyla dualarıma bile böyle yansıyor.

"Allahım diyorum; Deprem olacaksa da yaz ayında olsun! yoksa kış kıyamet çoluk çocuk hangi yere sığınırız"...

SİZ DÜŞÜNÜN ARTIK YAŞADIĞIMIZ REZALET TRAJEDESİNİ....


Ha bir de şu var en gıcık olduğum! Akşam haberlerinde TAYYİP BEYYY!!! çıkar televizyona "ULUSA SESLENİR"!!!!!!!! sanki dalga geçer gibi!!!!! sel'se ölenlere baş sağlığı diler.iki edebiyat patlatır.gene kandırır ona OY ATAN CAHİLLERİ...

TAYYİP EFENDİ BİZİM SÜSLÜ EDEBİYATLARA KARNIMIZ TOK.EVELALLAH ARTIK BİRAZ İCRAAT GÖRELİM!!!!!!!!!!!!!

6 Eylül 2009 Pazar

Müziğin sesi....




Çok geçmedi üstünden,miskin miskin oturuyordum salonda,hiç bir şey yapmadan.Anılla babası içeride uçurtma yapıyorlar,biraz sonra gidecekler yeşilköye uçuracaklar heyecanla yaptıları uçurtmayı...

Ben ise kararsızım! gitsem mi? evde olup biraz dinlensem mi? çokta mesut görünmüyorum suratım nedense asık.elle tutulur bir şeyde yok üstelik!

Neyse,aradan çok geçmedi çok güzel bir ses duydum.önce Televizyondan geldiğini sandım.ama yok çok yakından geliyordu sanki...

Tanıdık bir melodi "hatırla sevgili,o mesut geceyi,çamların altında verdiğin buseyi" ince naif bir ses uçuşan parmaklar...

Başımı uzattım önümdeki genç ağacın dalları arasından bakındım.Birdene göreyim Genç güzel bir kadın.Elinde eski ama heybetli bir akordiyon.öyle güzel çalıyor ki! Hemen anılı çağırdım!"Anneciğim koş bak ne güzel bir müzik" Pencereye koyduğum minik yastığın üzerine koydum hemen anılı,Başladık müziği dinlemeye...Bende eşlik ettim müzisyene...Çok geçmeden evimizin önüne kadar geldi müzisyen.hemen anılı kucağımdan indirip cüzdanımdan para çıkarttım.kadına verdim parayı.öyle güzel gülümsüyordu ki..

Miskin miskin oturan ben bir anda canlanı verdim.şahane bir melodi sayesinde...

Şimdi yüzümde kocaman bir gülümseme ile oğlumla eşimi seyrediyorum yeşilköyde...

ve kadını düşünüyorum.Bu sonbaharın ilk günlerinde bize mutluluk verdiği için.

İŞTE, bazen küçücük bir şey bile insanı mutlu etmeye yetiyor.

Bazen bir müzik,bazen çok sevdiğiniz bir film,bazen çocuğunuzun heyecanı,mutluluğu,Bazende eşinizin sıcak bir bakışı...